Pazartesi günü dünyanın en büyük sağlık sigortası şirketi UnitedHealthcare’in CEO’su Brian Thompson’ı sokak ortasında öldüren Luigi Mangione adlı genç, Pennsylvania’da bir McDonald’s şubesinde polise yakalandı.
Bir McDonald’s çalışanının Brian’ı ihbar ettiği ortaya çıkınca Brian’ın yakalandığı şube Google yorumlarında tek yıldıza düşürüldü.
Google yönetimi devreye girip şubeyle ilgili negatif yorumları silince tepki daha da büyüdü.
Şu an McDonald’s ABD’de büyük bir boykot riskiyle karşı karşıya!
Çünkü Luigi, fakir ve orta sınıf Amerikan vatandaşların en çok nefret ettiği şirketlerden birinin CEO’sunu öldürdüğü için kahraman ilan edildi.
Luigi’nin işlediği cinayet Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’ romanında Raskalnikov’un, tefeci ve yaşlı kadını baltayla öldürmesine benzer bir etik tartışmaya yol açtı da diyebiliriz!
ABD’NİN HASAN TAHSİN’İ
Kimilerine göre Luigi, kapitalizme ilk kurşunu sıkan Amerika’nın Hasan Tahsin’i!
Luigi aslında Maryland’in en zengin ailelerinden birinin çocuğu. Donald Trump ile aynı üniversiteden Penn State’den mezun. Ve bu da onu ‘ivy league mezunu’ (ABD’deki en başarılı sekiz üniversitenin mezunlarının ayrıcalık sınıfı) yapar.
Luigi uslu dursa ABD’nin seçkin insanları arasına girebilirdi.
Filmlere, belgesellere konu olacak ezber bozucu bir olayla karşı karşıyayız!
Bir zengin ailenin çocuğu, fakir ve orta sınıf insanların sağlık harcamalarını karşılamamak, onlara mümkün olan en yüksek faturayı çıkarmak için zekasını kullanan bir CEO’yu öldürdü!
Luigi öldürme eyleminin nedenini ise ilk ifadesinde şöyle özetledi:
“ABD, dünyanın en pahalı sağlık sistemine sahip ülkesi, ancak yaşam süresi sıralamasında yaklaşık 42. sıradayız.
United, piyasa değeri açısından ABD’nin en büyük şirketlerinden biri… Sürekli büyüdü, ama bizim yaşam beklentimiz? Hayır! Gerçek şu ki; ülkemizi devasa kârlar uğruna suistimal etmeye devam ediyorlar çünkü Amerikan halkı onlara bunu yapmalarına izin verdi.”
Luigi zenginlerin gözünde kafayı sıyırmış bir terörist olabilir ama birçok fakir ve orta sınıf Amerikalı, UnitedHealthcare’in CEO’su Brian Thompson’ın öldürülmesini kutladı!
İşte o yorumlardan bazıları:
“Ailesine ön izinler, reddedilen talepler, tahsilatlar ve dualar gönderiyorum”
“Acile gitmesi gerçekten acil miydi? Kendi şirketine göre kocamın kalp krizi gerçekten acil bir durum değildi, üzerine 3 bin dolar ödedik.”
“Bu tepkiler, toplumda var olan yaygın bir öfkeyi gösteriyor. Sağlık sigortası şirketleriyle sorun yaşamamış bir kişi bile olduğunu sanmıyorum.”
Luigi parlak bir gelecek ve lüks içinde yaşanacak bir hayat yerine ömrünün geri kalanını cezaevinde geçirmeyi tercih etti.
Bu eylem, kimilerine göre büyük bir aptallık, bazılarına göre de eşit ve adil bir dünya için kendini feda etmek demek.
Öte yandan ABD’li bazı uzmanlar, halktan büyük destek gören bu cinayetin ardından başkalarının benzer CEO’ları öldürmeye başlama ihtimalinden bahsediyor.
Eğer bu cinayet “sokak ortasında CEO öldürmek” gibi bir trend başlatırsa, kapitalist sistem tarihinin en büyük darbesini yer!
Bu ihtimal bazılarınız için şaka gibi gelebilir ama ABD sosyal medyasında bu tarz tartışmalar başladı!
Zekasını ve iş tecrübesini halkı sömürüp, şirket hissedarlarını ve patronlarını daha zengin yapmak için kullanan CEO’lar için bundan sonra hayat, tehlikelerle dolu olabilir!
***
KUDUZ VAKALARI ARTABİLİR
Şanlıurfa’da kuduz hastalığını kapan dokuz yaşındaki Muhammed Muaz hayatını kaybetti.
Sene 2024 ve bir evladımızı daha kuduz yüzünden kaybettik!
Başıboş köpek sorunu için yasa çıkarıldı ama birçok belediye, radikal hayvan severlerden korktuğu için yasayı uygulamıyor.
Türkiye kuduz riski olan üçüncü dünya ülkeleriyle aynı listede yer alıyor!
En basit olası senaryoyu yazayım:
Milyonlarca başıboş köpek sokaklarda dolaşıyor! Eğer önlem alınmazsa Türkiye’de kuduz salgını başlar başta çocuklar olmak üzere birçok insanımız hayatını kaybeder.
Sokaklarda rahat dolaşamayız ve ülkemize turist gelmez!
***
SURİYELİ’DEN ACİL SATILIK
Bazı Suriyeliler ülkelerine dönüyor ya da dönme hazırlıklarına başladı.
İnternet ilanlarında da ‘Suriyeli’den satılık’ ‘Ülkeme dönüyorum’ ‘Acil, kelepir’ gibi başlıklar göze çarpıyor.
Bu ilanlar, konut ve araç piyasasında bir hareketlilik yaşanacağının göstergesi. Ancak “Suriyeli’den acil satılık” ilanı verenlerin arasında dolandırıcılar da var! Konut ve araç ilanlarında ederinin çok altında olan fiyatlara dikkatli yaklaşmakta fayda var!
***
‘YOL’ BİR ŞERİFGÖREN FİLMİDİR
Şerif Gören’in ölümünün ardından ‘Yol filmi kimin?’ tartışması tekrar alevlendi.
Evet, filmin çıkış öyküsü, senaryo vs. ‘Yol’un beyni Yılmaz Güney’dir. Güney’in cezaevinden direktifleriyle asistanı Şerif Gören’e filmi çektirdiği söylenir.
Güney’in Fransa’ya kaçması, siyasi kişiliği gibi etkenler de ‘Yol’un hep Yılmaz Güney filmi olarak anılmasına neden oldu. Ancak filmin 12 Eylül darbesin en zorlu ortamında, asker ve polisle köşe kapmaca oynayarak çeken Şerif Gören’dir!
Solcu dayanışması ve kolektif mücadele bilinci yüksek olan Gören, Güney’e olan saygısı ve sevgisi yüzünden emeğinin yeterince takdir edilmemesine hep sessiz kaldı.
Filmin asıl sahibi onu ortaya çıkaran ve çeken yönetmen olduğuna göre.
Gönül rahatlığıyla ‘Yol’ bir Şerif Gören filmidir diyebiliriz.
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
29 Aralık 2024SPOR
29 Aralık 2024GÜNDEM
29 Aralık 2024SPOR
29 Aralık 2024SPOR
29 Aralık 2024GÜNDEM
29 Aralık 2024GÜNDEM
29 Aralık 2024